Cinsiyetçilik; Değişmeyen Kalıplar

Cinsiyetçilik; geçmişten bugünümüze kadar gelen, ataerkil bir toplum anlayışında her zaman baş göstermiş. Konum ve şartlara göre baş gösteren kimlik sorunlarını, kişilik arayışları ve erkek hegomanyası altında ezilmişlik günümüzde de devam eden sorunlardan biri.
Cinsiyetçilik yapma! Önce sen; cinsiyetin ne olursa olsun önce sen.
Geçmişten günümüze kadar cinsiyet ayrımı ile ilgili gelişim olsada değişmeyen bazı kalıplar var. Aslında sosyal ve kültürel açıdan kendi aramızda bile bölünüyoruz.
Daha küçük yerleşim alanları ve kentsel popülarite arasında sıkışıp kalıyoruz. Kimimiz tarla, bağ, bahçe derdindeyken, kimimiz kuaför, spor salonları, plaza yaşantısı vs. kapılmış durumdayız. Ama bu bağlamda bile kadın ve erkek yerine insan diyebilmek çok önemli.
Diğer bir taraftan bakıldığında plaza yaşantısı ve kentselleşme çoğu insanda kimlik çatışmasına sebebiyet vermekte. Aslında 5 yaşına kadar oluşmaya başlayan kişilik ve ilk alınan eğitim burada hayatımızdan büyük bir rol çalmakta.
Ebeveyn Olarak Görevlerimiz
Ebeveyn olarak bir çocuğun birey olmasına attığı adımlarda doğru yönlendirmek belkide sağlıklı bir yaşama zemin hazırlamaktır. Bu konuda da en önemli şey bireyin ihtiyacı olan zemin ve desteği sağlarken, baskıdan uzak durmaktır. Çocuklarımızı kadın-erkek ayrımına sokmadan, cinsiyetçilik kavramından uzak yetiştirmek de çok önemli bir etkendir. Birey cinsiyetçilik kavramını taşımadan bireyleşir, olgunlaşır ve büyür. Kimi anne ve baba çocuklarının hayatları boyunca koltuk altı desteği olmak isterler. Bazen ölçüyü kaçırıp çocuğun yere basması için gerekli mesafeyi ayarlamasına izin vermezler. Her şey kararında güzeldir der büyüklerimiz ve çok da doğru bir söz olduğu kanısındayım. İlgi de dozunda olmalı, koruma iç güdüsüyle yapılan davranışlarda. Çünkü farkında olmadan baskıya dönüşmekte ve gelişim bozukluklarına sebebiyet vermekte. Kişi ilk önce kendini tanımalı ve eksiklerini kabullenmeli.. Kabul etmek iyileşmektir, kendini tamamlamaktır ve en önemlisi farkındalıktır.
Ben Artık Büyüdüm!
İşte tam da burda başlıyor kendi doğrularımız. Kişi ilk ebeveyn eğitimden sonra eril dönemi içerisinde çevre faktöründen yararlanır. Bu aile içi huzuru ve doğru eğitim sonrası yaşanılan en önemli dönemdir. Ben artık büyüdüm ve bir bireyim düşüncesinin verdiği güven duygusuyla başlar. İlk hazırlanan zemin doğru ise arkadaşlıklarda doğru adımlarda ilerler. Tam tersi durumlarda önce kendine daha sonra çevreye verilen zararlar başlar. Çünkü özgüven henüz oluşmamış ve başkasının mutsuzluğundan beslenme kişiye en kolay yolu verecektir. Günümüzde kimlik sorunlarının sebepleri de bunlardan biri bence. Diğer bir konuda aile içinde evin reisi babadır, evi de dişi kuş yapar deyimlerimiz çok farklı yerlere taşınmakta ve kişiye bu aşılanmaktadır. Bilinç altı farkındalığını göremeyen her birey de hayatı boyunca bazı yanlışlarını doğru olarak kabullenir. Tam da eril dönemde başlar hem kendisiyle olan çatışma hem de çevresiyle. Çünkü bazen öğretilen ve yaşamın gerçeği arasında sıkışıp kalırız. Bu noktada da öğretilmiş çaresizlik başlar.
Gerçekten herkes için çok değerli bilgiler. Emeğinize kaleminize sağlık.
Emeklerinize sağlık güzel paylaşım
Emeğinize , kaleminize sağlık
Elinize sağlık
BUNU KALIPLARA SOKAN BİZİZ