Binlerce yıllık Anadolu coğrafyasından 100’lerce uygarlık geldi geçti ve hepsinin bir inancı bir cenaze gelenekleri vardı, Bugün ki yazımızda sizler için Antik Anadolu coğrafyasındaki ölü gömme geleneklerini araştırdık. İşte birkaç maddede Antik Anadolunun ölü gömme gelenekleri.
Eskiçağda insanlar doğada korktukları, anlam veremedikleri olayların tanrılar tarafından yapıldığına inanırlardı. Dağ tepeleri, pınarlar, gök, ay, yıldızlar gibi gökyüzü cisimleri, fırtına, şimşek gibi doğa olayları tanrıların bir göstergesi olarak algılanır. Böylelikle eski çağ insanları kendilerine bir kült yaratarak, bir nesneye veya bir varlığa tapma, sığınma ihtiyacı duyarlar.
O yüzden sığındıkları varlıklara karşı kendilerini sorumlu hissederler, onlara tapınmak için mekanlar oluştururlar, dinsel törenlerini aksatmamak ve yer yüzünü bereketli kılmak için bazı görevler üstlenirler. Bu görevlerden bir kısmı da ölümle ilgili alanlardır.
Toplumlara Göre Ölü Gömme Gelenekleri
Hitit Ölü Gömme Geleneği
Hititlerde sadece 1 adet cenaze biçimi yoktu, inançları gereği insanları hem yakarak hem de cesedi bir bütün olarak defnediyorlardı.
Yanlarına günlük hayatta kullandıkları bütün eşyaları alarak gömülüyorlardı.
Hititlerden günümüzden bu güne neredeyse hiç anıt mezar kalmamıştır.
Soylu Cenazeleri
Hitit kralları ve kral ailesinden gelen soylu kişilerin yakılarak taş ev anlamına gelen ENA Hekur adlı yerlere gömüldüklerini Hattuşa da bulunan yazılı kaynaklar yoluyla bilinmekte.
Hitit başkenti Hattuşa’da krallar öldüğünde 14 gün matemleri tutulur ve yakılarak bir taş ev’e külleri defnedilirdi.
Tebaa (Halk) Cenazeleri
Normal halktan biri öldüğünde ise ailesinin tercihine göre bedeni ya bir bütün ya da yakılarak defnediliyordu biraz varlıklı insanlar cesetlerini bir küp içerisine cenin pozisyonunda koydurarak defnettiriyorlardı.
Frig Ölü Gömme Geleneği
Frigler Anadolu coğrafyasında ölü gömme biçimien çok farklılık gösteren uygarlık olabilir, kaya mezarları, tümülüsler, küple gömülme biçimleri, yakılarak gömülme biçiminde gömülerek listemizdeki en farklı ölü gömme biçimi olan uygarlık.
Yine bu uygarlıkta gömülen insanlar yanlarına gündelik hayatta kullandıkları ziynet eşyaları ve gündelik eşyalarını alıyorlardı.
Bilinen en ünlü Nekropolleri Polatlı’da bulunan Tümülüsler diyarıdır.
En çok bilinen kralları Midas ise yine bu tümülüslerden birine Gordion isimli tümülüse gömülmüştür.
Soylu Cenazeleri
Friglerde soylular ilk kuruluşlarında Tümülüslere(dağ biçiminde yığıntı altındaki oda mezar) kıyafetleri ile defnedilmeye başlandı. bir kaç yıl sonra ise soylular ve krallar yakılarak bu oda mezarlara defnedilmeye başlandı.
Yine soylularda kaya mezarına ve bir küp’e defnedilme nadiren olsa da vardı.
Tebaa (Halk) Cenazeleri
Halk ise genel olarak ya kaya mezarlarına ya da küp içerisine cenin şeklinde yerleştirilerek defnediliyordu.
Yine istisna olarak varlıklı kişilerde Tümülüs mezarlara gömülebiliyorlardı.
Yunan Ölü Gömme Geleneği
Yunanlılar ölümden sonraki yaşam hakkında birbirine karşıt düşüncelere sahip olmuşlar ve bunları bağdaştırmak için hiç uğraşmamışlardır; Ölüler yerin altında yaşamayı sürdürürler, onların torunları ve çocukları da kutsal armağanlar sunarak bu yaşamı hoş bir hale getirmeye çalışmışlar.
Antik yunanlarda ilk ölü gömme geleneği olarak cesedin gözlerine altın koyarak yakma geleneği ortaya çıkmakta.
Yıllar ilerledikçe ise Lahit, Kaya mezarları ve Anıt mezarlar ortaya çıkmaya başladı.
Soylu Mezarları
Yunanlarda m.ö 6.yy’dan itibaren Anıt mezarlar, Lahitler ve Kaya mezarların ortaya çıkmasıyla beraber Soylu insanlar yakılmak yerine bu 3 gömü biçiminden birini seçmeye başladılar.
Özellikle Lahit biçiminde mezarları seçen soylular ilerleyen yıllarda Roma mitolojisini etkilediği gibi Mezar biçimlerini de etkileyecekti.
Mezarlarındaki sunaklı sistem yıl aşırı insanların gelip kurbanlar sunmasına ve dualar ederek hediyeler bırakmasına yardımcı oluyordu.
Tebaa(Halk) Mezarları
Halk genelde toprak altına kiremitlerin altına gündelik eşyaları ile ya da yakılarak külleri bir küp içerisinde defnediliyorlardı.
Roma Ölü Gömme Geleneği
Romalılar da Yunanlılar gibi ilk başlarda ölülerini yakıyorlardı.
İlerleyen yıllarda ise antik inanışları onları bu geleneklerini değiştirmeye itti ve Lahit, Anıt mezar, Mezar odaları, zemin altı gömü biçimi, ve Kaya mezarları ortaya çıktı çıkmakla kalmadı Romalılar ölü gömme adetlerini, sanatlarıyla birleştirerek muazzam başyapıtları dünyaya miras olarak bıraktılar.
Türkiyede’ki bir çok nekropol alanı tıpkı bir çok Antik kent gibi Romalılara ait Romalılar ölümden sonra yaşama o kadar önem veriyorlardı ki bu olay onları muazzam Anıt mezarlar yapmaya yönlendirdi.
Özellikle dünyada ki en iyi işlemeli Lahitleri yapan Romalılar, aynı zaman da Kaya mezarlarında da epey uzmanlaşmışlardır.
Soylu Mezarları
Romalılar özellikle soylu mezarları bakımından en üst seviyede ki uygarlık denilebilir özellikle soylu lahitleri bakımından muazzam eserlere imza atmışlardır.
Romalılarda soylular Anıt mezarlara, Lahitlere yada kaya mezalarına defnediliyorlardı, yanlarına öbür dünyada kullanacaklarını düşündükleri, Ziynet eşyaları, gündelik eşyalarını ve nadir durumlarda hizmetcilerini alıyorlardı
Tebaa (Halk) Mezarları
Romalılar’da öbür dünya inançları çok yaygın olmasından ötürü normal halktan insanlar dahi kaya mezarlarına ve lahitlere gömülüyorlardı, varlıklı insanlar ya da soylu insanlar ise lahit üzerindeki işlemeler ya da lahdin türüne göre fark edilebiliyordu.
Saf mermer çok pahalı olduğundan normal halk yumuşak kayalardan oluşan lahitlere gömülürken daha zenginler mermer lahitlere gömülüyorlardı.
Pers Ölü Gömme Geleneği

Listemizde en çetrefilli belki de en garip ölü gömme biçimi Perslere aittir.
Ahameniş imparatorluğu döneminde Anıt mezar ve Astudan biçiminde mezarlar çoğunlukdaydı.
Nadir olarak kaya mezarları da bulunmaktaydı.
Soylu Mezarları
Özellikle Krallar noktasında muazzam Anıt mezarlar inşa eden Persler ölümden sonra yaşama diğer uygarlıklar gibi çok önem vermişlerdir.
Bunların en ünlüleri Büyük Kiros’un mezarı, ve Nakş-ı Rüstem kral mezarlarıdır.
Soylularını Kaya mezarları, Astudanlara ve anıt mezarlara defnetmişlerdir.
Tebaa(Halk) Mezarları
Halk ise genel olarak ya zemin altına ya da Astudanlara defnediliyorlardı.
2 Comments
Leave a Reply